18 Şubat 2011 Cuma

Seni Uzaktan Sevmek Aşkların En Güzeli*



Geçenlerde “Aşk tesadüfleri sever” filminden çıkmışım, çok etkilenmişim, her yerde Mehmet Günsür’ü felan görüyorum, içimden geçen of o neydi öyle be hey yarabbim sen ne güzellikler yaratıyosun şeklindeki kıro söylemlere söz geçiremiyorum ve bi taraftan da "yahu bende buna benzer bişiy yaşamıştım sanki" diye hafızamı kurcalıyorum. Ama şimdi bakıyorum ki ben filmi değil sadece Mehmet günsürü seyretmişim galba hehe. zira benim başımdan geçen  olayla bu film, birbirinden akla bok kadar farklı..
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sene, geçen sene. Ben yine sanki acayip boş vaktim varmış gibi, bu boş vakitlerimi değerlendirme çabası içinde bi perküsyon kursuna katılmıştım.- İyi ki de katılmışım o ayrı mesele nebiçim bi terapi oldu benim için. Vurdukça rahatladım karşımdaki –işte o gün kime gerilmişsem artık- deyusun yusyuvarlak suratına. Çıbab çıbbab:) -Herneyse onun gösterisi var o gün hepimiz heycanlıyız, gerginiz mikrofonlar ayarlanıyo sound check filan yapıcaz –havalıyım^^- yerlerimizi almışız, karşıda tanıdık bi sima. Bana bakıyo, bende bakıyorum. Uzun uzun bakışıyoruz. Hayır tanıyamadığımızdan, çıkaramadığımızdan filan değil bizim tarzımız buydu onunla.

Liseden tanırım kendisini. Bizden iki sınıf üstteydi ve üst sınıf olmasının ona kattığı bu aşırı karizmadan habersizdi. Tamam, tamam o kadarda ahım şahım bişi diildi hatta çirkindi yok yok resmen götüme kaş gö… tamam her neyse. Aman ne biliyim biz genede bütün kızlar toplanıp ona bakardık mal gibi. O da muhtemelen “ergen çömler ahaha “diye dalga geçerdi bizle, bilemiyorum. Amaa bi zaman sonra  fark ettim ki o da bana bakıyo yahu; kantinde, merdivenlerde, okul çıkışında, koridorda gözleri beni arıyo bildiğin. İşte bende tenefüslerde onun geçebilceği yerlere pusu kuruyorum, elimde defter kitap felan olduğundaysa köşelere pusuyorum ki çarpışma ihtimalim yükselsin kitaplar yerlere saçılsın bu çarpışmadan kendini sorumlu tutsun eziklensin kitapları alelacele toplamaya çalışsın bende yok canım suç sende değil bende yürürken önüme bakmalıydım afedersin diyerek kitaplarımı toplamaya çalışıyım aynı kitaba hamle edelim eli elime değsin o anda gözlerime baksın aman yareppim desin bu gözler.. çok etkilendim senden benimle çıkarmısın desin. Bende bu ne acele be diyim Abaza mısın nesin diye çemkiriyim basıyım tokadı bi güzel arkama bile bakmadan uzaklaşıyım ordan bakakalsın arkamdan öyle. Samimiyetsiz, pis. Aman herneyse. Yaptığım planların hiçbiride tutmadı zaten ama ben yinede umudumu kaybetmedim. Hep onun biz gözgöze bakışırken bana belli belirsiz bi selam verebilme ihtimalini sevdim. Ama yok selamı bırak bi başını bile sallamadı bi hafiften gülümsemedi bile deyus öyle baktı sadece öküz gibi. Sonra da mezun oldu gitti o sene.

İşte o zamandan beri görmedim onu bi daha. Unuttum gitti de açıkçası “neyleyim ben öyle odunu.” Demiştim taa ki onu tekrar karşımda buluverene kadar. Yine bi heycan bastı tıpkı eski günlerdeki gibi. Hayır bide nebiliyim yani böyle çok alakasız biyerde karşıma çıkıverince allahım dedim  bu bi işaret olmalı heralde. Bu iş olsun diye ısrar ediyosun gibime geldi benim.

” Amaa ya beni hatırlamıyosa?” “Peki ya hatırlıyosa!?”  hangisi daha kötü, karar veremedim. Yok yok hatırlamış, bal gibi de eskisi gibi bakıyo öküz öküz. Ama bi taraftan da sanki bu sefer canımlı bakıyo bebeğimli bakıyo.^^

Bu arada bizim sound-check i geçtim konserimiz felan da bitmiş, kokteyl başlamış. Sınırsız içki sebebiyle bizim kafalar olmuş roket. Benim de yanımda kızlar var artık o kadar zaman geçmiş ki -konuşcak bişey kalmamış düşün biz hala bakışıyoruz-  ben çocuğun dedikodusunu filan yapıyorum onlara diyorum işte bizim lisedeydi bu o zamanlar bakışırdık hep bunla üst sınıf diye salyamız akardı heralde pek bi numarası yokmuş aslında filan diye anlatıyorum baya baya. Sonra kızlardan biri dedi “yok be çok da kötü değilmiş kızım gideri var yani” gibi bişiy saçmaladı benim, BE-NİM du bakıyım, 7 yıllık platonik sevdiceğime. Hasiktir!  O kadar olmuşmu lan! Saydım 2 sene okulda bakıştık üstüne de 5 yıl geçti. Total toplamda etti 7 yıl bide üstüne hiç olmucak saçma sapan bi yerde denk gelmişiz -tesadüfün de böylesi- (işte filmle ilişkilendirdiğim kısım tam da burasıydı:) ve bizim geldiğimiz noktaya bak hala bakışıyoruz anasını satiyim. O zaman belki de işaret budur dedim yani olmcak bu iş hani içimde ukde kalmasın diye çıkardı karşıma belkide. Ama yook bu sefer kaderime boyun eğmicem o gelmezse ben giderim diyerek kendimi gaza getirmeyi başardım - Zaten sınırsız içki sebebiyle bizim kafalar olmuştu ya roket. Çok zor olmadı yani gaza gelmek- ve çocuğa doğru yürüdüm. Yürüdüm yürüdüm yürüdüm. Yürüdükçe büyüdü büyüdü büyüdü büyüdükçe değişti değişti değişti. Sağ profilden yaklaştım geldiğimi görmedi. İlk defa onu bu kadar yakından görüyodum. Sonra omzuna dokundum kalbim çıkçak gibi oldu. “Pardon” diyebildim ya saçma sapan “Pardon” ne ya diyebilcek onlarca kelime varken. Döndü, gülümsedi. Donakaldım. Büyükannesini o halde gören küçük kırmızı başlıklı kız gibi bakakaldım. “Ama ama senin dişlerin neden kazma gibi büyükanne” diyesim geldi ve gözaltı torbaların, onlar mosmor. Alnında baya açıkmış ilerde kel kalırsın da sen. Fakat!? Bu ne be?

“Pardon!?..” “ee şeyy ya şey dicektim ben az önce votkamı döktün de!”
“Ah öylemi pardon hemen sana yenisini getireyim kusura bakma” falan dedi.
“Ay yok yook önemli değil, hiiç önemli değil hemde sen keyfine bak görüşürüz iyi eğlenceler bay” aklıma gelen her şey tek seferde çıkıverdi ağzımdan, ordan hemen uzaklaşmak ve o suratı bi kez daha görmemek istiyodum. Onu hep uzaktan gördüğüm haliyle beybifeys haliyle hatırlamak istiyodum o kazma dişlerle değil.

Henüz  iki adım uzaklaşmıştım ki döndüm.

“Aslında dedim sana bişey söylemem lazım. Benim bi arkadaşım senden çok hoşlandı benim yerime ona içki ısmarlayabilirsin belki dedim”

Dönüp, demin benim 7 yıllık platonik aşkıma göz koyan o adi yellozu gösterdim.

EHEHE:)

"Aşk tesadüfleri sever" mi? Bence her zaman değil;)
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ps: Şimdi bu yazıyı okuyorsan itiraf ediyorum o “yapışkan” çocuğu sana ben musallat ettim. Ama hiç yapışkan bi tip gibi durmuyodu valla kusura bakma öptüm çok:)

Ps2: Ha bide, meğersem orda bana gösterilmeye çalışılan asıl işaret o "şeyi" sana afedersin kaktırmış olmam gerektiğiymiş zaten bence, zira benim kısmetim bambaşkaymış^^

Luv Edi 


*Not: Yazının başlığı mesaj kaygısı taşımaktadır. "Benim yalnızca o masum, saf ve temiz anılarımda kalman en iyisi" anlamı içermektedir. Saygılar...

1 yorum:

  1. bayildim :) hahahaha harika bir yazi ve ani :)))))))) yarin kizlara bunu anltcm komik bir ani :)

    YanıtlaSil

diyen g. yorumu okuyucularına bıraktı...